3. Konu
Bir münâcât deryâsından bir cevherdür ve Tazarru’ma’deninden bir gevherdür
Açıklama : Allah’a Yakarma Deryasından Bir İnce ve Niyaz Madeninden Bir Mücevher
55. Beyit :
Yârab kerem et ki hâr ü zârem
Dergâha besî ümîdvârem
Açıklama : Ya Rab, kerem kıl ki; hor ve hakirim, ağlayıp inliyorum; fakat, dergahına fazlası ile ümit bağlamışım!
56. Beyit :
Toprağ idüm eyledün bir insân
Müstevcib-i akl ü kâbil-i cân
Açıklama : Ben topraktım, beni akla layık ve can taşımaya istidatlı bir insan yaptın.
57. Beyit :
Ger cân ise hâk-i dergehündür
V’er cân ise sâlik-i rehündür
Açıklama : Eğer can (dersen); senin dergahının tozu toprağı; akıl ise, senin yolunun yolcusudur.
58. Beyit :
Men gülşen-i cân içinde hârem
Âyine-i akla bir gubârem
Açıklama : Ben can gülşeni içinde diken ve akıl aynası üzerinde bir tozum.
59. Beyit :
Nem var ki lâf edem özümden
Mahv eyle meni menün gözümden
Açıklama : Neyim var ki söz edeyim özümden! (Rabbim) mahvet beni benim gözümden!..
60. Beyit :
Ol gün ki yoh idi mende kudret
Kıldun mana gaybetümde şefkat
Açıklama : O gün ki, yoktu bende hiçbir kudret, kıldın bana benim gıyabımda şefkat.
61. Beyit :
Can verdün ü sâhib-i dil etdün
İdrâk-i umûra kâbil etdün
Açıklama : Can verdin (bana) ve beni gönül sahibi yaptın; olan biteni kavramaya yetenekli kıldın.
62. Beyit :
Ger safha-ı sûrete misâlüm
Çekmezdi kazâ n’olurdı hâlüm
Açıklama : Eğer kaza, suretler sayfasına benim temsilimi çizmeseydi, ne olurdu halim!
63. Beyit :
Hâlâ ki havâlegâh-ı cûdem
Makbûl-i saâdet-i vücûdem
Açıklama : Halen cömertliğin üzerine bol bol yağdığı biriyim; varlık saadetine kavuşmuşum.
64. Beyit :
Yüz şükr ki yoh sana hilâfum
İnsâfum var ü i’tirâfum
Açıklama : Yüzlerce şükür olsun ki sana karşı inkarım yok; (varlığını ve nimetlerini) itiraf ediyorum.
65. Beyit :
Eyle değülem ki bu arada
Sedd ola sülûküm i’tikâda
Açıklama : (Şükrolsun) şu durumda gönülden inanmaya götüren yolum kapalı değil.
66. Beyit :
Her lahza akîdem ola zâil
Tevhîdüne isteyen delâil
Açıklama : Ve her an inancım zayıflayıp; senin birliğine sürekli deliller arama durumunda kalmıyorum.
67. Beyit :
Râh-i talebünde bîkarârem
Ammâ talebümde şermsârem
Açıklama : Seni arzulama yolunda kararsız haldeyim; ama talebimden dolayı da mahcubum.
68. Beyit :
Doğrı yola getmedüm ne hâsıl
Bir menzile yetmedüm ne hâsıl
Açıklama : Ne fayda, doğru yola giremedim! Bir menzile ulaşamadım ne çare!..
69. Beyit :
Bu arsada ki her eser gördüm
Sensen dedüm ol eser yöğürdüm
Açıklama : Bir arsada hangi eseri gördümse, o sensin diyerek ona koştum.
70. Beyit :
Çün verdi hayâl ana ham ü pîç
Men münfail oldum ol eser hîç
Açıklama : Hayal ona eğrilik, dolaşıklık verdiğinde, ben üzüldüm; o eser ise bir hiç oldu.
71. Beyit :
Men akldan isterem delâlet
Aklum mana gösterür delâlet
Açıklama : Ben akıldan yol göstermesini istiyorum; aklım bana yoldan çıkmayı öğütlüyor.
72. Beyit :
Tahkîk yolında akl n’etsün
A’mâ vü garîb handa getsün
Açıklama : Tahkik yolunda akıl ne yapsın! Âmâ ve garip biridir, nereye gitsin!
73. Beyit :
Tevfîk edesen meger refîkum
Tâ sehl ola şiddet-i tarîkum
Açıklama : Eğer yardımını benim yoldaşım yaparsan, işte o zaman yolumun zorlukları kolaylaşır.
74. Beyit :
Gör hırsumu isteğünce ver kâm
Senden ikbâl ü menden ikdâm
Açıklama : Seni istemedeki hırsımı gör ve beni emelime kavuştur. Talihimi yar etmek senden; gayret ve sebat benden.
75. Beyit :
İlmünde ıyandur i’tikâdum
Sensen senden hemin murâdım
Açıklama : Sana olan imanım ilmince malumdur. Sensin (yine) senden daima muradım.
76. Beyit :
Dünyâ nedür ü tallukâtı
Endîşe-i mevtdür hayâtı
Açıklama : Dünya ve içindekiler nedir? Bütün hayatı ölüm düşüncesinden ibarettir.
77. Beyit :
Ammâ demezem yamandur ol hem
Ser-menzil-i imtihandur ol hem
Açıklama : Fakat, ona da kötüdür demiyorum. Çünkü aynı zamanda o bir imtihan yeridir.
78. Beyit :
Billah ki bu dil-firîb menzil
Eyle mana verdi râhat-i dil
Açıklama : Billahi bu gönül aldatan yer, bana o kadar kalp huzuru verdi ki ;
79. Beyit :
Kim eski makâmumı unutdum
Sandum vatanum makâm dutdum
Açıklama : Artık eski makamımı unuttum; sandım ki (asıl) vatanımı makam tutmuşum.
80. Beyit :
Müşkil gelür imdi terkin etmek
Bir özge makâma dahi getmek
Açıklama : Zor geliyor şimdi onu ter edip de bir başka diyara gitmek.
81. Beyit :
Men beyle kılurdum i’tibârı
Kim munda olur gönül karârı
82. Beyit :
Mundan özge makâm olmaz
Zevkı bu yerün tamâm olmaz
Açıklama 81-82 : Ben öyle zannederdim ki,; gönlün rahat ve huzuru yalnız burada olur,; bundan başka makam olmaz ve buradan başka bir yerin zevki tam değildir.
83. Beyit :
Ammâ çü senündürür bu güftâr
Kim dünyeden özge âhıret var
84. Beyit :
Oldur ki makâm-ı câvidandur
Kâm-ı dil ü râhat-ı revandur
Açıklama 83-84 : Ama, madem ki <> sözü semindir;
85. Beyit :
Güftâruna i’tikâd kıldum
Ol yahşırağ olduğını bildüm
Açıklama : Sözüne iman ettim ve tercih edilir olduğunu anladım.
86. Beyit :
Bildüm ki budur senün murâdun
Kim ehl-i kemâl ola ibâdun
87. Beyit :
Munda yete rütbe-i kemâle
Anda yete devlet-i visâle
Açıklama 86-87 : Bildim ki, kullarının kemal sahibi olmalarını, burada(dünyada) olgunlaşıp, orada (ahirette) visal ( kavuşma) saadetine kavuşmalarını istiyorsun.
88. Beyit :
Farz oldı bu azmi cezm kılmak
Mi’râc-ı kemâle azm kılmak
Açıklama : Farz oldu bu niyette kesin karar kılmak ve olgunluk miracına yükselmeğe azm etmek.
89. Beyit :
Bu râhdan etmek olmaz ikrâh
Hoş râhdürür sana geden râh
Açıklama : Bu yoldan uzak durmak olmaz; çünkü en güzel yoldur sana giden yol.
90. Beyit:
Evvelde çü lutfun oldı ma’lûm
Âhır günde hem etme mahrûm
Açıklama : Madem ki başlangıçta lutfettin; âhiret gününde de, ne olursun, mahrum etme!..
91. Beyit :
Çün yâd-ı visâl edüp revânum
Azm-i reh-i kurbün ede cânum
Açıklama : Ruhuma visal arzusu düşüp, canım sana yakınlık yoluna revan olduğunda;
92. Beyit :
Ol lahza hem etme şefkatün kem
Tevfîki refîkum eyle bir dem
Açıklama : O an şefkatini esirgeme de, yardımını bana yoldaş eyle!
93. Beyit :
Çün akl ile dil emânetündür
Mende eser-i inâyetündür
Açıklama : Madem ki akıl ile can senin emanetindir ve bunlar bende inayetinin eserleridir;
94. Beyit :
Munları menümle zâr kılma
Bir niçe azîzi hâr kılma
Açıklama : Bunları benimle birlikte ağlayıp inletme, bu azizleri hor ve hakir kılma!..
95. Beyit :
Tâ kim bu makâmı terk edende
Senden yana azm edüp gedende
96. Beyit :
Menden âzürde getmesünler
Dergâha şikâyet etmesünler
97. Beyit :
Şûm olmasun anlara visâlüm
Olmasun olardan infiâlüm
Açıklama 95-96-97 : Ta ki, bu diyarı terk edip de senden yana yola düşüp gittiğimde, benden incinmiş olarak ayrılmasınlar ve (ilahi) dergâha (beni) şikâyet etmesinler; (âhirette) kavuşmam onlara uğursuzluk (sebebi) olmasın da, onlara gücenmiyeyim.