’Uyan bak ne güzel doğmuş bugün güneş’ ,diyordu uzaklardan bi ses bu sabah. Ona göre aydınlık getiriyordu doğan güneş, pozitif bakmasını sağlıyordu, mutlu ediyordu böylece kendini. Yeni güne sapasağlam başlıyordu her sabah. Ne kadar mutluluk doluydu tahmin edemezsiniz.
Sonra yine uzaklarda bi ses ’Hala uykum var kapatın perdeleri’, diyerek başlamıştı yeni güne bu sabah. Birileri bişeyler söylüyordu ama o duymuyordu bile bunları. Bi an sevdiğinin sözleri aksetti kulağına; ’Bak ne güzel doğmuş bugün güneş...
Kafasını gömerken yastığına hala bu sözleri düşünüyordu istemsizce beyni. Sonra irkildi birden; Ben neden güzel göremedim peki güneşi?
Düşündü saatlerce. Onun için güzel olan güzel doğan sadece güneş değildi. Onun için önemli ve çekici olan o güneşin sevgilisinin ağzından doğmasıydı. Güzel olan onun diliyle doğurduğu güneşti, dünyaya onun gözünden bakmak onun pozitifliği ve sıcaklığında düşünmek o olmak...
Güzel olan buydu işte...
O olmak.. Onun gibi düşünebilmek yaşanan herşeyde onun beyni onun gözleri olmak..
Aslında uzaklardaki o sevgili de güneşe kendi gözüyle bakmıyordu belki de..
Belki de ona göre de perdeleri kapatın diyen sevgilinin gözünden güzeldi karanlıklar..
Bu sabah perdeleri kapatın derken içimden;o sıcak ses de ’Günaydın bak ne güzel doğmuş bugün güneş...’ diyordu bana yumuşakça.
Halbuki ben o güneşe bakayım diye kaç kişi dil dökmüştü bu sabah...
Sonuç mu??
Güneş aslında çoktan doğmuştu birçok insanın dilinde..
Ama ben o uzaktaki insanın dilinden doğan güneşi bekledim saatlerce..
Çünkü benim için güzel olan sevgilinin gözüyle doğan güneşti...
ALINTI