Bir gün bir kadın, Mevlana Celâleddin-i Rûmî hazretlerine "kuddise sirruh" gelerek kocasının cimriliğinden şikayet eder. Mevlana Hazretleri şöyle cevap verir:
“Tabii ki cimrilik kötü bir huydur. Ama eğer bu cimriler ve cimrilikleri olmasaydı, dünya harab olur, bu dünyanın malı, eşyası bir araya gelmezdi” der ve şu hikayeyi anlatır:
“Zengin fakat cimri bir efendi varmış. Bir gün camiye gitmiş. Birden aklına bir şüphe düşmüş:
“Acaba evdeki kandili söndürmeyi unuttum mu?” Hiç üşenmeden derhal evinin yolunu tutmuş. Kapının önünden hanımına seslenmiş:
“Çabuk kandili söndür, yağı tükenmesin! Ama sakın kapıyı açma!” Hanımı:
“Kapıyı neden açmayayım?” diye sormuş. Cimri efendi cevap vermiş,
“Kapıyı açınca, aşındırırsın" Hanımı:
“Madem bu kadar hesap ederek düşünüyorsunuz, camiden buraya kadar yürümekle ayakkabınızın eskiyeceğini düşünmediniz mi?” Efendi hemen cevap vermiş:
“Düşünmez olurmuyum? Buraya kadar yalın ayak geldim. İşte ayakkabılarım koltuğumun altında!”
Bunları duyan kadın, "Ben, kocama cimri diyordum, ama bunun yanıda benimki cömert sayılır" der ve haline şükrederek oradan ayrılır.
“Tabii ki cimrilik kötü bir huydur. Ama eğer bu cimriler ve cimrilikleri olmasaydı, dünya harab olur, bu dünyanın malı, eşyası bir araya gelmezdi” der ve şu hikayeyi anlatır:
“Zengin fakat cimri bir efendi varmış. Bir gün camiye gitmiş. Birden aklına bir şüphe düşmüş:
“Acaba evdeki kandili söndürmeyi unuttum mu?” Hiç üşenmeden derhal evinin yolunu tutmuş. Kapının önünden hanımına seslenmiş:
“Çabuk kandili söndür, yağı tükenmesin! Ama sakın kapıyı açma!” Hanımı:
“Kapıyı neden açmayayım?” diye sormuş. Cimri efendi cevap vermiş,
“Kapıyı açınca, aşındırırsın" Hanımı:
“Madem bu kadar hesap ederek düşünüyorsunuz, camiden buraya kadar yürümekle ayakkabınızın eskiyeceğini düşünmediniz mi?” Efendi hemen cevap vermiş:
“Düşünmez olurmuyum? Buraya kadar yalın ayak geldim. İşte ayakkabılarım koltuğumun altında!”
Bunları duyan kadın, "Ben, kocama cimri diyordum, ama bunun yanıda benimki cömert sayılır" der ve haline şükrederek oradan ayrılır.