İmam Efendi, camide namaz kıldırırken, kazayla, kaçırıvermiş. Öyle bir
utanmış ki, namazı falan bırakıp, hemen eve gelmiş.
-Hanım, demiş. Camide böyle, böyle oldu. Ben artık bu köyde kimsenin
yüzüne bakamam.
Kalk gidiyoruz bu köyden, başka yere taşınıyoruz.
Demiş ve taşınmışlar uzaklara.
Aradan 20 yıl geçmiş, hoca köyünü çok
özlemiş.
Bu özlem dayanılmaz bir hal almış ve eşine;
- Hanım, kalk gidelim köyümüze 20 yıl geçti aradan unutulmuştur
nasılsa. Demiş ve düşmüşler yollara.
Köye yaklaştıklarında genç bir çoban görmüşler.
Hoca;
-Hanım sen burada bekle de ben gidip şu çobana bir sorayım.
Bakalım köylüler olayı unutmuşlarmı.
Eğer unutmamışlarsa geri döneriz.
Demiş ve çobanın yanına yaklaşmış.
- Selamuanleykum çoban oğlum. Sen kaç yaşındasın?
-Valla yaşımı bilmem amma İmamın camide osurduğu yıl doğmuşum.
Hoca öfkeyle hanımının yanına dönmüş;
-Kalk hanım, kalk gidelim buralardan. Bizim kıçımız tarih olmuş.
utanmış ki, namazı falan bırakıp, hemen eve gelmiş.
-Hanım, demiş. Camide böyle, böyle oldu. Ben artık bu köyde kimsenin
yüzüne bakamam.
Kalk gidiyoruz bu köyden, başka yere taşınıyoruz.
Demiş ve taşınmışlar uzaklara.
Aradan 20 yıl geçmiş, hoca köyünü çok
özlemiş.
Bu özlem dayanılmaz bir hal almış ve eşine;
- Hanım, kalk gidelim köyümüze 20 yıl geçti aradan unutulmuştur
nasılsa. Demiş ve düşmüşler yollara.
Köye yaklaştıklarında genç bir çoban görmüşler.
Hoca;
-Hanım sen burada bekle de ben gidip şu çobana bir sorayım.
Bakalım köylüler olayı unutmuşlarmı.
Eğer unutmamışlarsa geri döneriz.
Demiş ve çobanın yanına yaklaşmış.
- Selamuanleykum çoban oğlum. Sen kaç yaşındasın?
-Valla yaşımı bilmem amma İmamın camide osurduğu yıl doğmuşum.
Hoca öfkeyle hanımının yanına dönmüş;
-Kalk hanım, kalk gidelim buralardan. Bizim kıçımız tarih olmuş.