www.igdirlim.org


Join the forum, it's quick and easy

www.igdirlim.org
www.igdirlim.org
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
www.igdirlim.org
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» KAR YAĞIYOR -
EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ I_icon_minitimeSalı Mayıs 14 2013, 18:08 tarafından tutku.

» YİNE SANA DAİR - NAZIM HİKMET
EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ I_icon_minitimeSalı Mayıs 14 2013, 17:54 tarafından tutku.

» firari bir sevda
EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ I_icon_minitimePaz Mart 10 2013, 00:43 tarafından tutku.

» sığdıramam kitaplara
EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ I_icon_minitimePaz Mart 10 2013, 00:36 tarafından tutku.

» Hâlâ ...
EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ I_icon_minitimePaz Mart 10 2013, 00:27 tarafından tutku.

» Mâna ...
EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ I_icon_minitimeCuma Ocak 11 2013, 23:54 tarafından tutku.

» Sus Özlemim
EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ I_icon_minitimeCuma Ocak 11 2013, 23:50 tarafından tutku.

» Rüya ...
EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ I_icon_minitimeÇarş. Ekim 24 2012, 09:01 tarafından tutku.

» Saat ...
EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ I_icon_minitimeÇarş. Ekim 24 2012, 08:46 tarafından tutku.

Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde Dostluğa dair herşey.. adresi saklayın ve paylaşın

Sosyal bookmarking sitesinde www.igdirlim.org adresi saklayın ve paylaşın


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ Empty EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ Cuma Eyl. 25 2009, 23:30

Duygu



Güzel Sanatlar

İnsanların alelâde duygulardan ve düşüncelerden başka bir de bediî duygular ve yüksek düşünceler vardır. Güzel sanatlar dediğimiz bilgi şubeleri bu bediî duygulardan ve yüksek düşüncelerden doğar. Bediî duygu demek güzellikler ve iyilikler karşısında duyulan yahut güzellik ve iyilik yaratmak kabiliyetinde olan duygudur. Yüksek düşünce ve de günlük düşüncelerin üstüne iyiyi, doğruyu, güzeli yaratacak olan düşüncedir. Yani bediî duygu ve yüksek düşünce demek olan insan duygusunun ve düşüncesinin yaratıcı tarafı demektir.

İşte bu bediî duygularla yüksek düşüncelerin söz ve yazı ile ifadesine heykeltıraşlık ve mimarlık deriz. Güzel sanatlar bu saydığımız beş bilgi şubesinden yani edebiyat, musiki, resim, hekeltıraşlık ve mimarlıktan ibarettir. Bununla beraber diğer sanatlardan bazılarının da güzel sanata kaçan tarafları vardır. Mesela marangozluk alelâde bir sanat olduğu halde marangozluğun ince ve ileri bir şekli olan oymacılık güzel sanatlardan sayılabilir.

Edebiyat

Bediî duygu ve yüksek düşüncenin söz ve yazı ile ifadesine edebiyat denir. Bu tarife göre edebiyat çerçevesine giren eserlerin pek az olması icap eder. Çünkü okuduğumuz pek çok şiir, hikaye ve romanın bedi'i duygudan, yüksek düşünceden mahrum olduğunu görüyoruz.Fakat buna rağmen böyle birçok eserler edebiyat çerçevesine girer. Çünkü bir milletteki halkın hepsi aynı seviyede değildir.Türlü seviyelerde ve türlü düşüncelere malik inan kümeleri vardır. Bazı eserler yüksek düşüncelerin ve bediî duyguların mahsülü olmamakla beraber bir sınıf halk tarafından sevilir, tutulur. Bu eser o sınıf için iyi,güzel ve yüksektir. Bundan dolayı muhtelif seviyelere hitap eden eserleri edebiyat adı altında toplarız. Fakat hiç şüphesiz asıl edebi eserler yüksek kültürlü ve milli seciyesi kuvvetli insanlara hitap eden edebiyattır. Ötekilerine ise 'sınıf edebiyatı' veya 'zümre edebiyatı' demek daha doğrudur.

Edebiyat iki türlüdür: Sözlü edebiyat, yazılı edebiyat. Bir millet geri bir halde iken, daha yazısı yokken onun sözlü edebiyatı vardır. Bu edebiyat babadan oğula, ağızdan ağıza geçerek millet içinde yaşayan ve masallar,türküler,darbımesellerden ibaret olan bir edebiyattır. Yazılı edebiyat ise bir milletin yazıyı icat veya kabulünden sonra meydana getirdiği ve taşlara, kağıtlara yazdığı bir edebiyattır. Bununla beraber yazısı olan ilerlemiş bir millette de bir yandan sözlü edebiyat devam edebilir. Mesela Türkler ileri bir millet oldukları, asırlardan beri yazılı bir edebiyata malik bulundukları halde bir yandan da sözlü bir edebiyatları vardır. Darbımeseller, maniler, türküler, masallar, fıkralar vesaire... Fakat bu sözlü mahsulleri mütemadiyen yazıya geçirildiğinden ve içtimai hayatın değişmesi dolayısıyla yeni mahsül vermekte gitgide daha kısır davrandığından sözlü edebiyat günden güne küçülüp daralmaktadır.

Edebiyat tarihi

Edebiyat tarihi,tarihin bir koludur. Bir milletin edebi mahsullerini, yahut başka bir tarife duygu ve düşünce mahsullerini, tarih çerçevesi içinde,mütalea eder. Her edebi eser ve her şair bir milletin ve bir tarih devrinin yetiştirmesi olduğu için edebiyat tarihini de tarih umumi gidişi içinde görmek lazımdır.

Bir ağacın yemiş verme şartlarını incelerken nasıl onun toprağını da göz önünde bulundurmak lazımsa, edebi mahsullerin nasıl meydana geldiğini anlamak için de o devrin tarihini bilmek icap eder. O halde Türk edebiyatı tarihi demek, Türklerin en eski çağlardan günümüze kadar meydana getirdikleri duygu ve düşünce mahsullerinin asır asır, o asrın tarihi içinde mütealeası demektir. Tabiîdir ki edebiyat tarihini iyi anlamak için bütün medeniyet unsurlarının da tarihini önceden bilmek şarttır. Böyle olmazsa edebi eserlerin doğuşundaki sebep ve neticeler iyi anlaşılamaz. Edebiyat tarihi medeniyet tarihinden pek az farklıdır. Türk tarihi üç büyük çağa ayrılır:

1- Uzak doğu medeniyeti çerçevesinde (İslâmiyetten önceki) Türk tarihi;

2- Yakın doğu medeniyeti çerçevesinde (İslâmi devirde) Türk tarihi;

3- Batı medeniyeti çerçevesinde Türk tarihi.

Birinci devir Türklerin İslâmiyeti kabulüne kadar yani onuncu milâdi asra kadar sürer.

İkinci devir onuncu asırdan Tanzimata kadar yani 1839'dan sonraki zamandır.

Türk edebiyatı da üç devreye göre üç büyük karakter gösteren üç bölüme ayrılır.EDEBİYAT VE EDEBİYAT TARİHİ Kitap

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz