www.igdirlim.org


Join the forum, it's quick and easy

www.igdirlim.org
www.igdirlim.org
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
www.igdirlim.org
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» KAR YAĞIYOR -
Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16... I_icon_minitimeSalı Mayıs 14 2013, 18:08 tarafından tutku.

» YİNE SANA DAİR - NAZIM HİKMET
Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16... I_icon_minitimeSalı Mayıs 14 2013, 17:54 tarafından tutku.

» firari bir sevda
Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16... I_icon_minitimePaz Mart 10 2013, 00:43 tarafından tutku.

» sığdıramam kitaplara
Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16... I_icon_minitimePaz Mart 10 2013, 00:36 tarafından tutku.

» Hâlâ ...
Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16... I_icon_minitimePaz Mart 10 2013, 00:27 tarafından tutku.

» Mâna ...
Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16... I_icon_minitimeCuma Ocak 11 2013, 23:54 tarafından tutku.

» Sus Özlemim
Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16... I_icon_minitimeCuma Ocak 11 2013, 23:50 tarafından tutku.

» Rüya ...
Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16... I_icon_minitimeÇarş. Ekim 24 2012, 09:01 tarafından tutku.

» Saat ...
Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16... I_icon_minitimeÇarş. Ekim 24 2012, 08:46 tarafından tutku.

Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde Dostluğa dair herşey.. adresi saklayın ve paylaşın

Sosyal bookmarking sitesinde www.igdirlim.org adresi saklayın ve paylaşın


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16...

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

tutku

tutku

Füzûlî'den siirler ve açiklamalari 16... Imzaajy3oo


16. KONU

Bu Tugrâ-yı Misâl-i Mahabbetdür ve Dîbâce-i Dîvân-ı Mihnetdür

Açıklama : Sevgi Fermanının Tuğrası ve Mihnet Divanının Önsözü

474. Beyit :
Dihkân-ı hadîka-i hikâyet
Sarrâf-ı cevâhir-i rivâyet

475. Beyit :
Ma’nî çemenine gül tikende
Söz riştesine Güher çekende

Açıklama 474-475 : Hikâye bahçesinin bahçevanı mânâ çimenine gül diktiğinde ve rivayet cevherinin sarrafı söz ipliğine inci dizdiğinde;

476. Beyit :
Kılmış bu revişde nüktedanlığ
Gül-rîzliğ ü Güher-feşanlığ

Açıklama : Şu şekilde nükteler sarf etmiş, güller saçmış ve inciler dağıtmış :

477. Beyit :
Kim hayl-i Arabda bir cevan-merd
Cem’iyyet-i izz ü câh ile ferd

478. Beyit :
Müstecmi’-i cümle-i fezâil
Bulmışdı riyâset-i kabâil

Açıklama 477-478 : Vaktiyle, Arap kavminden şeref ve itibar sahibi olmak hususunda eşsiz, bütün faziletleri şahsında toplamış asil bir insan, kabilelere başkan olmuştu.

479. Beyit :
Emrine Arab mutî’ü münkâd
Geh Basra makâmı gâh Bağdâd

Açıklama : Bütün Araplar onun emrine itaatle baş eğmişlerdi. Bazen Basra’yı, bazen Bağdad’ı karargah turardı.

480. Beyit :
Bir buk’ada olmayup karârı
Gezmekde geçerdi rüzgârı

Açıklama : Bir yerde karar kılmaz; zamanı, gezmekle geçerdi.

481. Beyit :
Her lahza ururdı ol yegâne
Serçeşmelere siyâh hâne

Açıklama : O biricik, her an su kenarlarına kara konaklar kurar;

482. Beyit :
Seyr eyler idi sürüp tena’um
Gözler üzere misâl-i merdüm

483. Beyit :
Evzâ’-ı hıyâm-ı müşg-fâmı
Halka şeb-i Kadr tek girâmî

Açıklama 482-483 : Oralarda safâler sürerek, gözler içinde gözbebeği misali ve halk içinde Kadir gecesi gibi aziz olan misk renkli çadırların vaziyetini seyr eyler idi.

484. Beyit :
Her menzile kim güzâr ederdi
Sahrânı benefşezâr ederdi

Açıklama : Her nereye yolu düşse, sahraları menekşe bahçesi haline getirirdi.

485. Beyit :
Gülzârlar içre lâle çağı
Benzerdi evine lâle dâğı

Açıklama : Lâle çağında, gül bahçesi içindeki evi, lâlenin üzerindeki siyah beneğe benzemekteydi.

486. Beyit :
Emvâli cemî’-i cinsden çoh
Ammâ bu cihanda vârisi yoh

Açıklama : Her insten malı mülkü çoktu, ama dünyada varisi yoktu.

487. Beyit :
Ger kılsa anı telef havâdis
Yoh bir halefi ki ola vâris

Açıklama : Hadiseler kendisini telef etse, bir halefi yoktu ki varisi olsun.

488. Beyit :
Ferzendsüz âdemî telefdür
Bâkî eden âdemi halefdür

Açıklama : Oğulsuz insan, telef olmuş sayılır. İnsanı ölümsüz kılan, halefidir.

489. Beyit :
Nesl ile olur bekâ-yı insân
Nazm-ı beşer ü nizâm-ı devrân

Açıklama : İnsanlığın bekası, beşeriyetin ve dünyanın düzeni nesil ile olur.

490. Beyit :
Can cevherinde bedeldür evlâd
Evlâd koyan koyar hemîn âd

Açıklama : Evlat, can mücevherine bedeldir. Dünyada evlat bırakan, adını ebedîleştirir.

491. Beyit :
Hoş ol ki halefden ola hoş-dil
Dünyâda bir oğlı ola kâbil

Açıklama : Ne mesuttur o kişi ki; dünyada kabiliyetli bir oğlu olup da halefden yana gönlü rahattır!

492. Beyit :
Pîrâyesi ola destgâha
Sermâyesi ola izz ü câha

Açıklama : Bu oğul onun tezgâhının süsü, mevki ve şerefinin sermayesi olur.

493. Beyit :
Ah er ola bir sefîh ü ser-keş
Etvârı kerîh ü Hulki nâhaş

Açıklama : Fakat eğer akılsız ve serkeş, hareketleri çirkin ve ahlâkı nahoş olursa, ne yazıktır!..

494. Beyit :
Teşnî’ ohına olup nişâne
Bîzâr ola andan ate ane

Açıklama : Ana, babası sürekli ayıplama oklarına hedef olarak ondan bıkıp usanırlar.

495. Beyit :
Elkısa ol afdal-i kabâil
Ol pîr-i hamîdetü’l-hasâil

496. Beyit :
Ferzende olup hemîşe tâlib
Tahsîl-i bekâ-yı nesle râgıb

497. Beyit :
Çoh mâh-likâ sanemler aldı
Çoh turfe zemîne tohm saldı

Açıklama 495-497 : Hasılı, o kabilelerin en erdemli insanı ve iyi huylusu olan o reis, devamlı çocuk sahibi olmayı isteyerek ve neslinin bekasını temin etmeye çalışarak birçok ay yüzlü güzeller aldı ve çok taze zeminlere tohum saldı.

498. Beyit :
Çoh nezrler etdi her mezâra
Çoh kıldı nîyâz Kirdgâra

Açıklama : Her önüne gelen türbeye sayısız adaklar adadı ve Allah’a pek çok yalvardı.

499. Beyit :
Te’sîr kılup figân ü âhı
Avn etdi inâyet-i İlâhî

Açıklama : Sonunda feryad ve figanı tesirli oldu da Allah’ın inayeti imdada yetişti.

500. Beyit :
Bir gece açıldı bâb-ı rahmet
Buldı eser-i duâ icâbet

Açıklama : Bir gece rahmet kapısı açıldı ve duanın kabulü gerçekleşti.

501. Beyit :
Maksad şem’i münevver oldı
Sandûk-ı emel dür ile doldı

Açıklama : Arzusunun mumu yandı ve emel sandığı inci ile doldu.

502. Beyit :
Tedrîc ile kıldı kilk-i takdîr
Nakş-ı garazı rahimde tasvîr

Açıklama : Takdir kalemi arzusunun nakşını rahimde yavaş yavaş şekillendirdi.

503. Beyit :
Ber verdi nihâl-i bâğ-ı maksûd
Açıldı gül-i hadîka-i cûd

Açıklama : İstek bahçesinin fidanı yemiş verdi ve cömertlik bahçesinin gülü açıldı!

504. Beyit :
Çün va’de erişdi doğdı bir ay
Hurşîd ruhiyle âlem-ârây

Açıklama : Vâde erişince öyle bir ay doğdu ki; güneş onun yanağından aldığı ışıkla alemi süslemekte…

505. Beyit :
Şâd oldılar andan ate ane
Şükrâne verildi çoh hizâne

Açıklama : Anne baba ondan pek sevindiler ve şükür olarak hazineler dağıttılar.

506. Beyit :
Elkıssa ademden oldı peydâ
Bir tıfl-ı müzekker ü müzekkâ

Açıklama : Velhasıl, yokluktan bir kusursuz erkek çocuk vücuda geldi :

507. Beyit :
Hurşîd kimi kemâle kâbil
İsâ kimi tıflıkda kâmil

Açıklama : Güneş gibi yükselmeye kabiliyetli, İsa gibi daha çocukluğunda kâmil (idi).

508. Beyit :
Ol dem ki bu hâkdâna düşdi
Hâlini bilüp figâna düşdi

Açıklama : Yeryüzüne düşer düşmez halini bilerek figana başladı.

509. Beyit :
Âhır günine evvel eyleyüp yâd
Ahıtdı sirişk kıldı feryâd

Açıklama : Son gününe önceden düşünerek gözyaşı döktü ve feryad etti.

510. Beyit :
Ya’nî ki vücûd dâm-ı gamdur
Azâdelerun yeri ademdür

511. Beyit :
Her kim ki esîr olur bu dâma
Sabr etse gerek gam-ı müdâma

Açıklama 510-511 : Sanki şöyle diyordu: “Varlık, gam tuzağıdır; hürlerin yeri ise yokluktur. Kim bu tuzağa düşerse, artık ebedî sıkıntılara katlansa gerekir.”

512. Beyit :
Olmışdı zebân-ı hâli gûyâ
Söylerdi ki ey cefâcı dünyâ

513. Beyit :
Bildüm gamunı senün ki çohdur
Gam çekmeğe bir harîf yohdur

Açıklama 512-513 : Hal dilini konuşur olmuştu… Diyordu ki: “Ey cefacı dünya! Anladım ki senin gamın çoktur ve bu gamları çekmeğe bir usta yoktur.”

514. Beyit :
Geldüm ki olam gamun harîfi
Gel teribe kıl men-i zaîfi

Açıklama : “Geldim ki gama çekmenin ustası olayım. Gel ben zayıfın görgüsünü artır!”

515. Beyit :
Er handa gam olsa kılma ihmâl
Cem’ eyle dil-i hazînüme sal

Açıklama : Her nerede gam bulunursa; ihmal etme, topla hepsini benim gönlüme sal!..

516. Beyit :
Hem ver mana gam yemek kemâil
Hem âlemi gamdan eyle hâlî

Açıklama : Hem bana gam çekme olgunluğunu bağışla, hem de alemi gamdan halâs eyle!..

517. Beyit :
Peyveste meni esir-i gam kıl
Kem kılma nasîbümi kerem kıl

Açıklama : Beni daima gam esiri kıl!.. Kerem eyle (gamdan) nasibimi az eyleme!...

518. Beyit :
Zevk ile geçürme rûzgârum
Fânî olana yoh i’tibârum

Açıklama : Zamanımı zevk ile geçirtme; (çünkü) fani olana itibarım yoktur.

519. Beyit :
Ey aşk garîb-i âlem oldum
Âvâre-i vâdi-i gam oldum

Açıklama : Ey aşk! Alemin garibi, gam vadisinin avaresi oldum.

520. Beyit :
Tedbîr-i gam etmek olmaz oldı
Geldüm gerü getmek olmaz oldı

Açıklama : Gama çare bulmanın imkânı kalmadı; ( bu dünyaya) geldim; artık geri dönmek mümkün değil.

521. Beyit :
Senden dilerem meded ki dâim
Temkînüm ola senünle kâim

Açıklama : Senden daima meded diliyorum ki huzur ve sükûnum seninle kaim olsun.

522. Beyit :
Bir bezmde kim şârabı kandur
Sâkî cellâd-ı bîemandur

523. Beyit :
Bir mey mana sun ki mest ü medhûş
Dâim özümi kılam ferâmûş


Açıklama 522-523 : Şarabı kan ve sakisi amansız cellad olan bu meclisde bir şarap olsun ki, mest ve dehşete düşmüş olarak daima kendimi unutayım;

524. Beyit :
Ne geldüğümi bilem cihâna
Ne anı ki nişedür zemâne

Açıklama : Ne cihana geldiğimi bileyim, ne de zamanın ne olduğunu öğreneyim!

525. Beyit :
Âlem gözüme görünmeye hîç
Bu riştede bulmayam ham u pîç

Açıklama : Alem gözüme hiç görünmesin ve bu hayat ipinde hiç kıvrım ve düğüm bulmayayım!

526. Beyit :
Dâye anı pâk kıldı kandan
Kaldurdı bu tîre hâkdandan

Açıklama : Dadısı onu kandan temizleyerek bu kara yerden kaldırdı.

527. Beyit :
Guslin verüp âb-ı çeşm-i terden
Süt yerine verdi kan ciğerden

Açıklama : Onu taze göz yaşı ile yıkayarak, süt yerine, ciğerinden kan verdi.

528. Beyit :
Akvâm u kabâili olup şâd
Ol nev-rese Kays koydılar ad

Açıklama : Kavim ve kabilesi sevinerek o küçüğe Kays adını verdiler.

529. Beyit :
Can ile kılurdı dâye i’zâz
Esbâb-ı kemâl-i terbiyet sâz

Açıklama : Dadı, canla başla ona ihtimam gösteriyor, en güzel şekilde büyütülmesi için ne lâzımsa yapıyordu.

530. Beyit :
Lâkin o edüp hemîşe nâle
Hoşnûd değüldi hîç hâle

Açıklama : Lâkin o boyuna feryat editordu; halinden hiç hoşnut değildi.

531. Beyit :
A’zâsın edüp eliyle efgâr
Eylerdi müdâm nâle-i zâr

Açıklama : Azalarını elleriyle yaralıyor, mütemadiyen inleyerek ağlıyordu.

532. Beyit :
Süt içse sanurdı kim içer kan
Emcek görünürdi ana peykân

Açıklama : Süt içse, kan içti sanıyor; meme ona ok gibi görünüyordu.

533. Beyit :
Yoh idi firîb ile kârarı
Yanında firîbün i’tibârı

Açıklama : Oyun ile avunmuyor, oyuncağa bakmıyordu.

534. Beyit :
Bir gün anı gezdürürdi dâye
Derdini yetürmeğe devâya

Açıklama : Bir dün dadısı derdine deva bulmak için çocuğu gezdirmekte idi;

535. Beyit :
Bir evde meğer ki bir perî-veş
Ol tıflı görüp besî müşevveş

Açıklama : O sırada evin birinde peri gibi bir güzel, bu çocuğu çok üzgün ve şaşkın gördü;

536. Beyit :
Rahm etdi eline aldı bir dem
Tıfl anı görünce oldı hurrem

Açıklama : Acıyıp, onu bir an için kucağına aldı. Çocuk onu görünce sevinçle doldu;

537. Beyit :
Hüsnine bahup karâr dutdı
Feryâd ü figânını unutdı

Açıklama : Güzelliğine bakıp sustu; feryat ve figanını unuttu;

538. Beyit :
Oldukça elinde oldı handân
Düşdükde elinden etdi efgân

Açıklama : Onun ellerinde bulundukça hep güldü, kucağından uzaklaştığında da ağlamaya başladı;

539. Beyit :
Mâhiyyetini çü dâye bildi
Ol mâhı ana enîs kıldı

Açıklama : Dadı, durumu kavrayınca o ay yüzlüyü çocuğa yoldaş eyledi;

540. Beyit :
Oldı bu dahi anunla mu’tâd
Ne dâye ne ane eyledi yâd

Açıklama : Çocuk da ona bağlanarak ne dadı aradı ne ana…

541. Beyit :
Zâtında çü var idi mahabbet
Mahbûb görünce dutdı ülfet

Açıklama : Kendinde muhabbet olduğu için, (o) güzeli gördüğünde alışıp kaynaştı.

542. Beyit :
Aşk idi ki oldı hüsne mâil
Hüsni ne bilürdi tıfl-ı gâfil

Açıklama : Aşk idi aslında güzelliğe meyleden; yoksa zavallı bir çocuk güzelliği ne bilirdi!..

543. Beyit :
Ma’lûm idi ehl-i hâle ol hâl
Kim nüsha-i aşkdur bu timsâl

544. Beyit :
Elbette bu tıflı zar eder aşk
Âşüfte-i rûzgâr eder aşk

Açıklama 543-544 : Hal ehli insanlar bu durumun bir aşk örneği olduğunu, bu çocuğu da elbette sadece aşkın ağlatıp inlettiğini, onu böyle dünyasının en perişanı haline getirenin aşk olduğunu biliyorlardı.

545. Beyit :
Elbette kılur bu subh te’sîr
Hurşîd çıhup olur cihan-gîr

Açıklama : Elbette bu sabah, tesirini gösterecek; güneş doğacak ve dünyayı tutacaktır.

546. Beyit :
Çün terbiyeti edip o dâye
Verdi eser-i tamâm ol aya

547. Beyit :
Gün günden edüp kemâl hâsıl
Ol mâhı nev oldı bedr-i kâmil

Açıklama 546-547 : Dadı, çocuğu güzelce yetiştirip, o aya tam bir eser hüviyeti verdikten sonra, o yeni ay her gün biraz daha gelişerek tam bir dolunay haline geldi.

548. Beyit :
Geldükçe mey-i vefâdan eyyâm
Her devrde sundı ana bir câm

Açıklama : Günler, geldikçe her devirde ona vefa şarabından bir kadeh verdi.

549. Beyit :
Tâ kıldı anı tamâm ser-mest
Tedrîc ile dâm-ı aşka pâ-best

Açıklama : Nihayet onu tam anlamıy ile mest ederek yavaş yavaş ayağını aşk tuzağına bağladı.

550. Beyit :
Çün sür’at ile dönüp zemâne
On yaşına yetdi ol yegâne

551. Beyit :
Babasına muktezâ-yı âdet
Farz oldı ki anı ede sünnet

Açıklama 550-551 : Zaman hızla geçerek , o biricik, on yaşına ulaştığında babasına adet gereği, onu sünnet ettirmek farz oldu.

552. Beyit :
Cem etdi ehâli-i diyârı
Her sâhib-i izz ü i’tibârı

Açıklama : Memleket ahalisini, bütün şeref ve itibar sahiplerini topladı.

553. Beyit :
Bezl eyledi ol kadar zer ü sîm
Kim yetdi kıyâsa farkdan bîm

Açıklama : O kadar altın ve gümüş harcadı ki, fakirlik korkusu son haddini buldu.

554. Beyit :
Halk anda görende kesret-i mâl
Bîm oldı ki mün’akis ola hâl

Açıklama : Halk orada bu kadar çok mal görünce, durumun tersine döneceğinden korkulmaya başlandı.

555. Beyit :
Ol sâf-zamîr ü pâk-meşreb
Bir bezmgeh eyledi müretteb

556. Beyit :
Kim görmedi anı çeşm-i sâgar
Cemşîdden özgeye müyesser

Açıklama 555-556 : O saf gönüllü ve temiz tabiatlı adam öyle bir meclis düzenledi ki; kadehin gözü, böyle bir meclisin şimdiye kadar Cemşid’den başkasına nasip olduğuna şahit olmamıştı.

557. Beyit :
İtmâma yetüp tarîk-i sünnet
Ta’lîm-i ulûma yetdi nevbet

Açıklama : Sünnet işi bittikten sonra, sıra ilim öğretilmesine geldi.

558. Beyit :
Esbâb ana eyleyüp merettep
Verdiler anunla zîb-i mekteb

Açıklama : Çocuğa ders levâzımatı hazırlayıp, onunla mektebe süs verdiler.

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz